Bu haber 98 kez okunmuştur.
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Hatay Şube Başkanı Mehmet Ramiz Bakır, ABD Temsilciler Meclisi’nin sözde Ermeni soykırımını tanıyan kararını sert bir dille eleştirdi. ABD tarihinin kara lekelerle dolu olduğuna vurgu yapan Bakır, Amerika Birleşik Devletlerinin tTmsilciler Meclisinin öncelikle kendi tarihlerini gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi. 14.15. ve 16. Yüzyıllarda Amerika’nın asıl sahibi olan 100 binlerce Kızılderililerin soykırım, zülüm ve vahşetlerle karşılaştığını hatırlan Bakır, yakın geçmişte barış ve demokrasi götürmek adı altında Irak ‘ta, Libya ‘da, Suriye de ve Afganistan’da yapılan kitlesel katliamlara değinerek, ABD’nin iki yüzlü tutumunu topa tuttu. Bakır, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ ilkesini dünya görüşü olarak benimseyen biz cumhuriyet kuşaklarına, sözde Ermeni soykırımı safsatalarıyla bedel ödetmeyi düşünen kendi uydurdukları tarihlerine körü körüne inanan ermeni fanatiklerinin esiri ABD temsilciler meclisinin çirkin oyununu şiddetle kınıyoruz.
Biz Muharip Gaziler olarak; ABD temsilciler meclisinin, bir kan gütme davası olan ermeni soykırımı tasarısını onaylamasını içinde bulunduğumuz yüzyılın en vahim hatalarından biri olduğunu haykırıyoruz” dedi.
Asıl felaketi Türk Milletinin yaşadığını ifade eden Bakır, “1915 öncesi ve sonrası ile üstünde ayrıntılı araştırmalar yapıldıktan sonra fikir yürütülmesi gereken sadece sonuçlarına bakılabilecek bir vaka değildir. Araştırmalara bakıldığında asıl felaket yaşayan millet Türk Milletidir.
Amerikalı nüfus bilimci Prof. Dr. Justin Mc Carty 1821 Yunan isyanından 1922 Milli Mücadelenin sonuna kadar geçen yüzyılın içinde toplam 5.060.000 Türk’ün katledildiği, 5.381.000 Türk’ün de göçe zorlandığını belirtmektedir. Bütün dünya devletlerinin tüm arşiv ve belgelerinin tarafsız araştırmalarla ortaya çıkardığı tarihi gerçek felakete maruz kalanın Ermeniler değil Türkler olduğudur. Dört yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun hiçbir asimile ve baskı kurmadan içinde barındırdığı Ermeniler; Emperyalist güçlerin yüzyıllardan beri Türk milleti üzerindeki hain emellerinin bir tezahürü olarak, ihanet içine düşürülmüşlerdir. Bu nedenle de Birinci Dünya Savaşı öncesinde 36, savaş sırasında da 17 isyan ve terör olayına kalkışmışlardır” sözlerini kullandı.
Bakır, açıklamasının devamında, “Fatih Sultan Mehmet Han bütün dinlerin özgürce yaşandığı bütün dillerin de özgürce konuşulduğu bir coğrafyada insanlara adalet yaymıştır. Bu özgürlük ortamında her dinin mensupları özgürce dinlerini ve inançlarını yaşayabilmişlerdir. Ecdadımızın bu engin hoşgörülerine rağmen; Ecdadımızı sözde soykırım safsatasıyla itham etmeye kalkışan Avrupa ve Amerika da adeta Türk Milleti’ne karşı büyük bir saldırı harekatına girişmişlerdi” diye konuştu.
Atatürk’ün önderliğinde emperyalizme vurduğumuz darbeye değinen Bakır, “Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde yeniden doğan ve ayağa kalkan Türk milletini bir türlü hazmedemeyen emperyalist güçler dün olduğu gibi bugünde bir takım entrikalarla diz çöktüremedikleri Türk milletini bir insanlık suçu olan “soykırım” safsatalarıyla onur ve şerefini lekelemek istemektedirler. Dün Ermeni Taşnak, Hınçak ve Asala terör örgütlerini kullanan emperyalizm bugün yine Ermeniler üzerinden bu lekeleme kampanyasını sürdürmektedir. Halbuki Ermeniler eğer bugün Dünya üzerinde varlıklarını sürdürüyorlarsa Türk Milletinin binlerce yıllık engin merhametine, adaletine ve hoşgörüsüne borçludurlar. Esasen bu olgu bile “soykırım” iddialarına karşı tek başına en somut cevaptır” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’NİN ZULMÜ DEVAM EDİYOR
ABD’nin zulme devam ettiğini belirten Bakır, “Öncelikle aynaya bakmaya yüzü olmayan tarihi kara lekelerle bilinen Amerika Birleşik Devletlerinin temsilciler Meclisinin öncelikle kendi tarihlerini gözden geçirerek 14.15. ve 16. Yüzyıllarda Amerika’nın asıl sahibi olan 100 binlerce Kızılderililerin soykırım, zülüm ve vahşetler yaptığı tarih sayfalarında mevcuttur, yine yakın tarihimize baktığımızda barış ve demokrasi götürmek adı altında Irak ‘ta, Libya ‘da, Suriye’de, Afganistan’da yapmış olduğu katliam ve zulümler günümüzde de halen yaşanmaktadır. Parlamentoların görevi tarih yazmak değil halkına hizmet vermektir. Bizler dedelerimizin ne olduğunu biliriz. Çünkü kendimizi Çanakkale ‘de yaralı düşman askerine dahi gösterdiğimiz merhametle ispatlamışızdır. 100 yıldır soykırım demeyenler son dönemde neden bu soykırım savsatasının peşine takılmışlardır? Acaba Türk fobilerini üstlerinden hala atamamış olan ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri birinci ve İkinci Dünya Savaşında kendi yaptıkları ayıplara yandaş bulmaya mı çalışmaktadırlar. Önce kendi tarihlerine bakmalıdırlar ki, eğer varsa haysiyetleri atalarının insanlık tarihine yaptıklarından utanacaklardır. Bu noktadan hareketle; şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da; haklılığımızı haykıracağız. Korkmayacağız, durmayacağız. Bu inançla Türk Milleti’nin tarihsel ve kültürel değerlerine sahip çıkacağız.
Gün tarihimize, kimliğimize ve milli çıkarlarımıza sahip çıkma günüdür. Yabancı parlamentolarda alınan bu ihanet kararlara karşı birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek, sesimizi yükseltmek, hem ecdadımıza hem de çocuklarımıza karşı Milli bir görevdir” diyerek sözlerini noktaladı. Haber: Sabahattin Atasoy
