İMSAK'A 02:00
HABER GÖNDER
Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Selda Asker, yağmur yağmamasının ve beklenen kuraklığın; iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevreye verilen zararlardan kaynaklandığını belirterek, çevre bilinci konusunda duyarlılık çağrısı yaptı. Mevsim normallerinin altında seyreden yağışlar nedeniyle kuraklık tehlikesi tüm ülkede hissedilmeye devam ediyor.
İklim değişikliği ve kuraklığın birbirini etkileyen gerçekler olduğuna işaret eden Asker, iklim değişikliğinin son zamanlarda herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olduğunu söyledi.
Küresel ısınmanın hayatımızın içinde olduğunu belirten Asker, “Küresel ısınma kapımızda değil, kapımızdan içeriye girmiş durumda. Ocak ayının ilk haftasını yaşıyoruz, neredeyse yazdan kalma bir hava var. Bu durum 2020 Aralık ayından beri de devam ediyor. Az yağış olan bir dönemdeyiz. Bu da hem şehrimizi hem ülkemizi etkileyen bir sorun. Küresel ısınmayı önlemek doğamızı korumak adına enerji üretiminde çevreci ve sürdürülebilir olunması gerekiyor. Hatay’da da rüzgar ve güneş enerjisi üretilme potansiyeli çok yüksek ve bu potansiyelden, doğayı da korumak adına faydalanmamız gerekiyor. Bireysel anlamda daha az enerji harcamamız da gerekiyor. Enerji santrallerinin ve buna bağlı sanayi tesislerinin atmosfere saldığı gazlar da yaşanan küresel ısınma, iklim değişikliğine etkileri var. Sonra iklim değişiyor, yağmur yağmıyor, su kaynaklarımız azaldı diye ağlıyoruz. Biz daha çok ağlayacağız, bunlar bizim iyi günlerimiz. Sürdürülebilir bir çevre için, çevreyle uyumlu ve çevreci yatırımlar yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Günümüzde iklimsel değişimlerden ve yağışların az olmasından kaynaklı yaşanabilecek sorunların uzun vadedeki etkilerinden söz eden Selda Asker, “Kuraklık diyoruz, yağmur yağmıyor. Yarın ilk yağan yağmur, şiddetli yağacak ve sel olacak. Selde toprağın üst tabakasını alıp götürme ihtimali var çünkü bizim ağaçlarımız kalmadı. Geçtiğimiz yaz ve sonbahar çok ciddi yangınlarla biz mücadele ettik. Bugün yanan arazide kar görünmüyor ve o dağlara hala Ocak ayının ilk haftasında hala kar yağmadı. Kar yağmaması demek, su kaynaklarının beslenmemesi demek ya da kar yağarsa bile, iklimden dolayı havanın ısınmasıyla beraber, daha çabuk eriyeceği için ve daha az yeri tutacağı için daha az su kaynağı demek ve daha az su birikmesi demek. Yanan bölgeler ağaçsız hale geldiği için de biz o bölgede yağmur yağsa da suyu tutamayacağız. Toprakla beraber erozyona maruz kalabilecek” ifadelerine yer verdi.
Kuraklığın tarımsal faaliyetler için büyük bir tehlike olduğunu dile getiren Asker, “Kuraklık tarımsal faaliyetin düşmanıdır diyebilirim. Tarımsal faaliyet yapamazsak, bugün bölgemizde buğday yetiştiremezsek kıtlık kapımızı, açlık kapımızı çalabilir. Çiftçiyi kuraklık vurursa, birçok meslek kolu zarar görecek ve çiftçinin ürün yetiştirememesi bizi vuracak. Bütün bunlara baktığınızda çok da güzel bir tablo bizi beklemiyor şu süreçte” şeklinde konuştu.
Doğayı ve çevreyi daha iyi korumak ve yaşanabilecek tehlikelere karşı önlemler alınabileceğini vurgulayan Asker, “Hala önlem alabiliriz, geç kalmadık. Her zaman kullandığımız bir sloganımız var. Dünyayı tek bir insan kurtarabilir diye. Biz insanlar doğayla ne kadar barışık yaşarsak, doğa da bize o kadar cömert davranır. Çünkü doğa ona yapılan hiçbir şeyi affetmiyor. Ondan çalınan her şeyi geri alıyor. Bunun tarihsel süreçte birçok örneği var. Bireysel anlamda insan dünyayı değiştirebilir diyoruz. Demeyelim ki bir musluğu açık bırakırsak ne olur, hepimiz tasarruflu olmalıyız ve çocuklarımızı tasarruf konusunda bilinçlendirmeliyiz. Dönüşümlü maddeler kullanalım. Plastiği bırakalım. Ne kadar çok tüketim, o kadar kıtlık, afet, kuraklık ve o kadar susuzluktur. Yapabileceğimiz her şeyi yapmalıyız ve doğamızı hep bir elden korumalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
Tahta beşikler teknolojiye yenildi!
VAKA
İYİLEŞME
ÖLÜM
AKTİF VAKA
VAKA
İYİLEŞME
ÖLÜM
AKTİF VAKA