6 Şubat depreminin üzerinden zaman geçse de acısı hâlâ tazeliğini koruyor. Bu büyük felaket sadece can ve mal kayıplarına neden olmadı; aynı zamanda kültürel belleğimizin taşıyıcısı olan el emeği göz nuru eserleri de derinden etkiledi.
Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Usta Öğreticisi Seval Gücel ve kursiyerlerinin yıllar içinde büyük emeklerle hazırladığı yöresel kıyafetli bez bebekler, bugün birer “depremzede” olarak karşımızda duruyor.
Depremde en çok etkilenen alanlardan biri olan Habibi Neccar Camii karşısındaki Halk Eğitim Merkezi’ne ait sergi ve satış alanında sergilenen bez bebeklerden bir kısmı enkaz altında kaldı, bazıları ise yağmalandı. Ancak yaşadığı tüm acılara rağmen üretmeye devam eden Seval Gücel, elinde kalan bebekleri şimdi Antakya Kültür Sanat Çarşısı’ndaki atölyesinde ziyaretçilerine gözyaşları eşliğinde anlatıyor.
“Bu bebekler sadece kumaş, iğne ve iplikten ibaret değil,” diyen Gücel, her bir bez bebeğin bir hikâye, bir anı taşıdığını söylüyor. En anlamlı olanlardan biri ise depremde hayatını kaybeden Halk Eğitim Merkezi Müdürü Sabri Tazearslan’a hediye edilen bebek. Bu bez bebek, enkaz altındaki makam odasından çıkarıldı ve bugün hala varlığını koruyor.
Gücel, diğer bebeklerin de depremde kaybedilen kursiyer arkadaşlarının eserleri olduğunu belirterek, “Hepsinin birer anısı, birer hikâyesi var. Bu yüzden kalan her bir bebek benim için çok kıymetli ve asla unutulmayacak” diyor.
Halk eğitim merkezlerinin sadece birer eğitim kurumu olmadığını vurgulayan Gücel, bu merkezlerin aynı zamanda üretim, dayanışma ve kültürel mirasın yaşatıldığı önemli mekânlar olduğunu ifade ediyor.
Bugün artık süs ya da hediyelik olmaktan çıkan bu bez bebekler, bir dönemin tanıkları olarak Antakya’da yaşanan büyük yıkımın ardından bile kültür ve sanatla hayata tutunma çabasının sembolü haline geldi. Her bir ziyaretçiye geçmişi hatırlatan bu sessiz tanıklar, direnişi, emeği ve kaybolan hatıraları yaşatmaya devam ediyor. Haber Merkezi